������Ƶ

Zamanının büyük bölümünü bilinçsiz teknoloji kullanımı ile ekran karşısında geçiren çocuklar ve ebeveynler ile mücadele ettiğimiz günümüz dünyasında, öğrencilerimizi velilerimizi çevre ve iklim değişikliği ile mücadele konularında bilinçlendirmek için yola çıktık. Son yıllarda taşradan büyük kentlere göçler ve hızlı şehirleşme ile tarım arazilerinin ve yeşil alanların küçüldüğü hayvan ve bitki çeşitliliğinin azaldığı bilinen bir gerçektir. Bununla birlikte iklim değişikliklerinin tarımsal üretimi büyük oranda olumsuz etkilediğine, kimyasal atıkların çevreye verdiği zararlara ve sonuçlarına şahit olmaktayız. Çevre kirliliği, iklim krizi ve son yıllarda canlı yaşamını olumsuz etkileyen doğal afetlerin çok fazla yaşanması ile gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakacağımız konusu bizleri endişelendirmektedir. Bu konuda ortaklarımızla birlikte somut adımlar atmamız gerektiğini düşünerek yaşanılabilir bir dünya için öğrencilerimizle birlikte sorumluluk almaya dünyamızı kurtarma çalışmalarına katkıda bulunmaya karar verdik. Apartman dairelerinde dört duvar arasına sıkışan çocuklarımızı akademik kaygı ile hayata hazırlamak ebeveynlerin önceliği haline gelmiş, doğada zaman geçirme çevre bilinci, sürdürülebilir yaşam konuları göz ardı edilerek geri plana atılmıştır. Oysaki 21.yüzyılın en büyük tehdidi çevre ve iklim değişikliğidir. Gelişen sanayi ve teknoloji hayatımızı kolaylaştırırken aynı zamanda çevreyi kirletmekte doğaya canlı türlerine zarar vermektedir. Olumlu sonuçların yanı sıra olumsuz sonuçların sürdürülebilirlik konusunda dünyamızı tehdit eden boyutlara ulaşması sebebiyle çevre eğitiminin öncelikli konular arasında yer alması gerekmektedir. Çevre eğitimi bütün topluma hitap eden, bütün eğitim kademelerinde yer alması gereken bir eğitimdir. Ancak gelişimin tüm alanlarda en hızlı olduğu, edinilen bilgi ve kazanımların sonraki yıllarda da sürecek etki yarattığı okul öncesi dönemde bu eğitim büyük önem taşımaktadır. Erken çocukluktaki çevre ile etkileşim, yaparak yaşayarak öğrenme deneyimlerine dayalı uygulamalar, yaşam boyu devam edecek olan çevreye duyarlılık davranışlarının temelini oluşturup, içselleştirmelerini sağlayacak, onlara kalıcı bilgi beceri ve değerler kazandıracaktır. Yani özetle dünyamızın kötü gidişatına dur demek için çevre ve iklim değişikliği ile mücadelede en büyük etki “Suyun başını tutmak” olacaktır. Bir kızılderili atasözünde der ki "Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı, torunlarımızdan ödünç aldık." Bu nedenledir ki ekolojik ayak izimizi küçültmeye yönelik projeler geliştirip sorumluluk bilinci ile hareket ederek gelecek nesillere temiz bir çevre ve yaşanılabilir bir dünya bırakılmasına katkıda bulunma heyecanımız bizim motivasyon kaynağımız olmuştur. Ancak daha kapsamlı düşündüğümüzde dünyamızın geldiği son noktada önemli olan bilinçsiz davranışlarla doğal dengenin bozulması ile gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakacağımız konusunun daha ötesinde dünyamıza çevre bilinci gelişmiş nesiller bırakmamız gerektiğidir. ENGLISH In today's world, where we struggle with children and parents spending most of their time in front of screens due to unconscious technology use, we set out to raise awareness among our students and parents about environmental and climate change issues. It is a well-known fact that in recent years, with migration from rural areas to large cities and rapid urbanization, agricultural lands and green spaces have shrunk, and biodiversity has decreased. Additionally, we have witnessed the severe negative impact of climate change on agricultural production, the environmental damage caused by chemical waste, and its consequences. The increasing frequency of environmental pollution, the climate crisis, and natural disasters that negatively affect living beings have raised concerns about the kind of world we will leave for future generations. Believing that we must take concrete steps with our partners in this regard, we have decided to take responsibility with our students and contribute to efforts to save our planet for a livable world. Parents' priority has become preparing their children for life with academic concerns, confining them within four walls in apartment buildings, while neglecting outdoor activities, environmental awareness, and sustainable living. However, the biggest threat of the 21st century is environmental and climate change. While advancing industry and technology make life easier, they also pollute the environment and harm nature and living species. Due to the negative consequences reaching a threatening level for sustainability, environmental education must be prioritized. Environmental education is a subject that should address the entire society and be included at all levels of education. However, it is especially crucial in early childhood, a period of rapid development in all areas and where acquired knowledge and skills create lasting effects. Interaction with the environment during early childhood, hands-on learning experiences, and practical applications will establish the foundation for lifelong environmental sensitivity, enabling children to internalize these values and gain permanent knowledge and skills. In other words, to stop the planet's decline, the most effective step in fighting environmental and climate change is to "control the source." As a Native American proverb states, "We do not inherit the Earth from our ancestors; we borrow it from our children." Therefore, our motivation has been fueled by our enthusiasm to develop projects aimed at reducing our ecological footprint and acting with a sense of responsibility to leave a clean environment and a livable world for future generations. However, when considering the state of our planet more broadly, the real issue is not just what kind of world we will leave behind due to unconscious behaviors disrupting the natural balance but rather that we must leave behind future generations with a strong environmental awareness.